Sakıp Sabancı Müzesi

Sakıp Sabancı Müzesi Hakkında Genel Bilgiler

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul'un Boğaz'daki en eski yerleşimlerinden biri olan Emirgan'da bulunmaktadır. 1925'te Mısır'ın Hidiv ailesinden Prens Mehmed Ali Hasan, günümüzde müzenin ana binası olan villayı inşa etmek için İtalyan mimar Edoardo De Nari'yi görevlendirmiştir ve inşasının ardından bu ev, Hidiv ailesinin çeşitli üyeleri tarafından uzun yıllar bir yazlık ev olarak kullanılmıştır. 

Köşk 1951 yılında, Hidiv ailesinden, sanayici Hacı Ömer Sabancı tarafından bir yazlık konut olarak satın alındıktan sonra, bahçede bulunan ve 1864 yılında Fransız heykeltıraş Louis Doumas tarafından yapılan at heykelinden ötürü, Atlı Köşk olarak anılmaya başlanmıştır. Konağın Atlı Köşk adını almasını sağlayan ikinci bir at heykeli ise 1204'te Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Haçlılar tarafından yağmalanarak İstanbul'daki Sultanahmet meydanından alınan dört attan birinin dökümüdür.

1966'da Hacı Ömer Sabancı'nın ölümünden sonra Atlı Köşk, 1974 yılından itibaren Sakıp Sabancı tarafından ailenin en büyüğü olmasıyla da kalıcı bir ev olarak kullanılmaya başlanmıştır ve uzun yıllar Sakıp Sabancı'nın zengin hat ve resim koleksiyonuna ev sahipliği yapmıştır. 1998 yılında, içinde yer alan koleksiyonlarıyla ve mobilyalarıyla birlikte konak, müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı ailesi tarafından Sabancı Üniversitesi'ne devredilmiştir. Modern galerinin eklenmesi ile müzenin sergi alanları 2002 yılında ziyaretçilere açılmıştır ve 2005 yılında yerleşimin daha da genişletilmesi ile müzenin teknik seviyesi uluslararası standartlara ulaşmıştır. Bugün Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, zengin kalıcı koleksiyonu, barındırdığı kapsamlı geçici sergiler, koruma birimleri, model eğitim programları ve orada düzenlenen çeşitli konserler, konferanslar ve seminerler ile çok yönlü bir müzecilik ortamı sunmaktadır.

Sabancı Üniversitesi'ne bağlı Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), kapılarını ziyaretçilere açtığı 2002 yılından bu yana ev sahipliği yaptığı koleksiyonları tanıtmak, ulusal ve uluslararası sergilerinin uzun süreli bir etkiye sahip olmasını sağlamak için ev sahipliği yaptığı her sergiye dair kataloglar yayınlamaktadır. Her katalog, dikkatli ve ayrıntılı bir çalışmaya dayanmakta, sergiler hakkında bilgi sağlamakta ve tanınmış tarihçilerin makalelerini, sanat tarihçilerini ve sanatçıları tartışan eleştirmenleri ve farklı açılardan gelen sanatsal eğilimleri içermekte ve böylece referans kitapları haline gelmektedir. Bu katalogların sanatçının yaşamının, sanatsal eğilimlerin gelişiminin ve çağdaş politik ve kültürel olayların temsil edildiği bir kronolojiyi içermesi, böylece okuyucunun ilgili sanat sanatçılarını veya sanat tarihi dönemlerini değerlendirme fırsatı sunması bir SSM geleneği haline gelmiştir.